MECNUN
Fadl bin Sâlim (Radiyallahu anhu) anlatır: Bir gün Emîrü’l-Mü’minîn Ali
(Radiyallahu anhu) çarşıya çıkıp bir gömlek satın aldı. Terzîye gidip:
– Bunun kolları uzundur, kısaltın buyurdu. Terzi:
– Kesemem, çünkü kesince kusurlu olur, dedi. Hazreti Ali:
– Sen kısalt, ayıbı benimdir, buyurdu. Terzi bu ısrâr üzerine kolu kısalttı. Hazreti
Ali’nin kim olduğunu bilmeyen terzi:
– Bu adam deli olmuş, dedi. Hazreti Ali bunu duyunca sevindi, güldü:
– Elhamdülillah dedi.
– "Ya Emir'el Mü'minin bu beyhude, makul olmayan söze niçin sevindiniz?" diye
sordular. Cevabında:
– Bir gün Resûlullah (Sallallahu aleyhi vesellem)’dan işittim:
– Bir kimseye deli denmedikçe imânı tamam olmaz, buyurmuştu. Terzinin sözüne
nasıl hamd etmiyeyim, benim imânıma şehadet etti, buyurdu.
Amr bin Kays (Radiyallahu anhu) bildiriyor: Bir gün Emîrü’l-Mü’minîn Ali’nin elbisesinin bir çok yerinde yama vardı.
Ey Resûlün Halifesi: Bu kadar hazineler elinde iken sizin yamalı elbise giymeniz uygun olur mu? dediler. Cevabında:
– Mü’minler bize uysun, kalblerinde huşu ve inkisâr hasıl olsun, bize yamalı giymek uygun olur, buyurdular.