• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası
  • https://www.facebook.com/pages/Abdülkadir-Geylani-Derneği/449321835176851
  • https://twitter.com/KADRDERV
SİTE MENÜSÜ
GÖRÜNTÜLÜ MEALLİ KUR'AN-I KERİM HATMİ ŞERİFİ
NAMAZ VAKİTLERİ
Site Haritası

Hak Dostlarından Şiirler

Dost olmuşum

Ben Hak ile dost olmuşum
Başkası dost olmaz bana
Münkirler bakar gülüşür
Selam bile vermez bana

Ben dost ile dost olurum
Ölmeden önce ölürüm
Bu canı kurban veririm
Dünya baki kalmaz bana

Ben âşıkı biçareyim
Baştan aşağı yâreyim
Şöyle deli divaneyim
Aklım da yar olmaz bana

Hiç kimse bilmez halimi
Aşk odu yaktı canımı
Bilmesem sol ve sağımı
Elbet ayıp olmaz bana

Zannederler ben deliyim
Dost bağının bülbülüyüm
Mevla’nın aciz kuluyum
Kimse değer vermez bana

Bülbül olup da öterim
Dost bahçesinde biterim
Gül alıp da gül satarım
Bahçıvanlık olmaz bana

Derviş Yunus ben ne derim
Ben bu canı terk ederim
Dostla yan yana giderim
Perde örtü olmaz bana

                                                     Yunus Emre

                                     Sen, sende gözet Hakk’ı

Sen, sende gözet Hakk’ı heman gezme yabanda
Kendinde iken, sen onu gayride ararsın...

Na ehle sakın derdini bildirme hazer kıl,
Pes şişei esrarını destinle kılarsın.

Divane gönül kadrini var söylece bil kim
Kuddusi’i sedef, sen anın içindeki dürsün!

                                               Ahmed kuddusi

 

                                  Hakk’ı bilenden sor

Süluk ahvalini salik, yola gidip gelenden sor,
Eğer dalgıç olam dersen, bu deryaya dalandan sor!..

Tarikat sırrını sorma muheddisten, müderristen;
Hakikat ilmini dersi Huda sından alana sor!..

Bilmez ehli zahir, ehli batın bildiğin zinhar;
Sorar isen anı ayn-el yakın Hakk’ı bilenden sor!..

Bu bir ilmi ledunni kim, bilen dimez diyen bilmez,
Bilur arif bu ilmi kim, yürü anı menenden sor!..

Bu Kuddusi’leyin cahil müdai çokturur zira,
Visalin tarzını, mürşid olup, vasıl olandan sor.

                                              Ahmed kuddusi

 

                                 Hak ilminde bu alem

Hak ilminde bu alem, bir nüsha imiş ancak;
Ol nüshada bu adem, bir nokta imiş ancak!..

Ol noktada gizlidir nice nice bin derya;
Bu alem o deryadan bir katre imiş ancak!..

Ademliğini her kim bulduysa odur Adem,
Yoksa görünen suret bir gölge imiş ancak!..

Kim ol deme buldu yol, vasletti Niyazi ol;
Naci denilen fırka, bu zümre imiş ancak;

                                                Niyazi Mısri

 

                           Derman aradım derdime

Derman aradım derdime, derdim bana derman imiş,
Bürhan aradım aslıma, aslım banma bürhan imiş!..

Sağı solu gözler idim, DOST yüzün görsem deyu,
Ben taşrada arar idim, ol can içinde CAN imiş!..

Öyle sanırdım, ayrıyem; DOST ayrıdır, ben gayrıyem
Benden görüp işiteni, bildim ol canan imiş!..

Savm-u salat hac ile sanma biter zahid işin,
İNSAN-I KAMİL olmaya, lazım olan İRFAN imiş...

Mürşid gerektir bildire, Hak’kı sana hakk-el yakın
Mürşidi olmayanların bildikleri güman imiş

Her mürşide dil verme kim yolunu sarpa uğratır
Mürşidi, kamil olanın yolu gayet asan imiş.

İşit Niyazi’nin sözün, bir nesne örtmez Hak yüzün
Hak’tan açık bir nesne yok, gözsüzlere görülmezmiş!

                                                 Niyazi Mısri

 

                    Nadanı terketmeden yaranı arzularsın

Nadanı terketmeden yaranı arzularsın
Hayvanı sen geçmeden, insanı arzularsın.

Man arefe nefsehu, fakat arefe rabbehu
Nefsini sen bilmeden, sübhanı arzularsın.

Sen bu evin kapısın, henüz bulup açmadan 
İçindeki kenz’i biyanı arzularsın.

Taşra üfürmekle yalazlanır mı ocak?
Yüzün Hakk’a dönmeden ihsanı arzularsın.

Dağlar gibi kuşatmış BENLİK günahı seni
Günahını bilmeden, gufranı arzularsan.

Cevizin yeşil kabını yemekle tat bulunmaz
Zahir ile ey fakih Kur’anı arzularsın.

Şerbeti  sen içmeden sarhoş u mest olmadan
Nice hakkın emrine fermanı arzularsın.

Gurbetliğe düşmeden mihnete sataşmadan
Kebap olup pişmeden püryanı arzularsın.

Canını terk etmeden Cananı arzularsın,

Zünnarını kesmeden İymanı arzularsın.

Karıncalar gibi sen Ufak ufak yürürsün,

Meleklerden ileri Seyranı arzularsın.

Var Niyazi yürü, Atma okun ileri,

Derdiyle kul olmadan,Sultanı arzularsın.

                                                 Niyazi Mısri

 

                                      Anlar Bizi

Zat-ı Hak’ta mahrem-i irfan olan anlar bizi,
İlm-i sırda bahri birayan olan anlar bizi.

Bu fena gülzarına bülbül olanlar anlamaz,
Vech-i baki hüsnüne hayran olan anlar bizi.

Dünye-vü-ukbayı tamir eylemekten vaz geçmişiz,
Her taraftan yıkılıp viran olan anlar biz.

Biz şol abdalız, bıraktık eğnimizden şalımız
Varlığı ndan soyunup uryan olan anlar bizi.

Kahr-u lutfu şey-i vahid bilmeyen çekti azap,
Ol azaptan kurtulup Sultan olan anlar bizi.

Zahide ayık dururken anlamazsın sen bizi,
Cür’ayı safi içip mestan olan anlar bizi.

Arifin her bir sözünü duymaya insan gerek
Bu cihanda sanmaki hayvan olan anlar bizi
.

Ey Niyazi katremiz deryaya saldık biz bugün,
Katre nice anlasın umman olan anlar bizi.

                                                   Niyazi Mısri

 

                              Kalbinde Beytullah var

Çünkü bildim mü’minin kalbinde Beytullah var
Niçin izzet etmedin ol evdeki Allah var.

Her ne var ademde var ademden iste hakkı sen,
Olma iblis-i şaki ademde sırrullah var.

Pes enel hak defterinden al sebk ey zat-ı hak,
Dem be-dem batıl tasavvur etme hakkullah var.

Yılda bir kez hac olursa Kabe’de ey hacegan,
Gir gönüller kabesine nice hacculah var.

Zahidin dilinde zikri var ise çün la ilahe
Aşıkı sadıkların kalbinde illallah var.

Pehlivandır şol kişi ki nefsini katleyledi,
Hep erenler meclisinde ana eyvallah var.

Kimseye ta’netme ey dil sırrı hakka vakıf ol,
Cümle eşya nur-u haktır sanma gayrullah var.

Kenz-i mahfidir hakikat ey Nesimi ebsem ol,
Sırrını faş etme bu yolda çok gümrah var.

                                                      Nesimi

 

Hu Diyelim

Hü diyelim gerçeklerin demine
Gerçekierin demi nurdan sayılır
On'ki imam katarına düzülen
Muhammet Ali'ye yardan sayılır

İhlas ile gelen bu yoldan dönmez
İkilikten geçip birliğe ermez
Eri Hak görmeyen Hakk'ı hiç görmez
Gözü bakar amma körden sayılır

Bir talip ki ikrarında durursa
Çerağ gibi yanıp yağı erirse
Eksikliğin kendisinde görürse
O da erdir gerçek erden sayılır

Üç gün imiş şu dünyanın safası
Safasından artık imiş cefası
Gerçek erenlerin nutku nefesi
Biri kırktır kırkı birden sayılır

Pir Sultan Abdal'ım Bağdat'tır vatan
İkilikten geçip birliğe yeten
Erenler yoluna kıl ü kal satan
Yolun dikenidir hardan sayılır

Pir Sultan Abdal

İçebilirsen gel beri
 
Hakikat bir gizli sırdır
Açabilirsen gel beri
Küfr içinde iman vardır
Seçebilirsen gel beri

Şüphe getirme gönlüne
Hak perde çeker önüne
Dondan bir gömlek eğnine
Biçebilirsen gel beri

Ata ana kavim kardaş
Olduk Hak ehline yoldaş
Can ile baştan ey kardaş
Geçebilrsen gel beri

Pir Sultan'ım ere yettik
Vardık pir damenin tuttuk
Biz ağuyu bala kattık
İçebilirsen gel beri
            

Pir Sultan Abdal

 İmam Hüseyin
 
Hak için kendini kurban eyleyen
Şah-ı Merdan oğlu İmam Hüseyin
Cümle erenlere ferman eyleyen
Erenler serdarı İmam Hüseyin

Muhammet Ali'nin çeşmi çerağı
Erenler rahının bir gül-i bağı
Ciğerler paresi gönül durağı
Gözlerimin nuru İmam Hüseyin

Ceddi Muhammet'tir atası Ali
Anası Fatıma cihana veli
Cümle evliyalar ederler beli
Evliyalar piri İmam Hüseyin

Batının sultanı müminin şahı
Gayıp aleminin şems ile mahı
Şah Hüseyn'em deyu ederler ahı
Matem ile zarı İmam Hüseyin

Pir Sultan Abdal tut damenin anın
Düşmanına düşman ol hanedanın
Nur-ı çeşmidürür Şah Murtaza'nın
Erenler hünkarı İmam Hüseyin
     
Pir Sultan Abdal


Demedim mi

Güzel aşık cevrimizi 
Çekemezsin demedim mi 
Bu bir rıza lokmasıdır 
Yiyemezsin demedim mi 

Yemeyenler kalır naçar 
Gözlerinden kanlar saçar 
Bu bir demdir gelir geçer 
Duyamazsın demedim mi 

Bak şu aşkın haline
Ne gelse söyler diline
Can ü başı Hak yoluna
Koyamazsın demedim mi

Aşıklar harabat olur
Hak yanında hürmet bulur
Muhabbet baldan tatl'olur
Doyamazsın demedim mi

Çıkalım meydan yerine 
Gidelim Ali seyrine 
Canı başı Hak yoluna 
Koyamazsın demedim mi 

Pir Sultan Ali şahımız 
Hakka ulaşır rahımız 
Oniki imam penahımız 
Uyamazsın demedim mi

Pir Sultan Abdal

Derdime bir derman eyle
 
Gel benim derdime bir derman eyle
Alemler derdine derman olan Şah
Kapına yüz sürem bir ferman eyle
Gönül yarasına Lokman olan Şah

Bir ismin Hayder'dir bir ismin Ali
Hak Murtaza sensin hem cömert veli
Cihanın ahiri hem de evveli
Vilayet mülküne sultan olan Şah

Seyrangahın olmuş arşın yücesi
Düldül'ün sahibi Kanber hocası
Server Muhammed'in Miraz gecesi
Yedinci felekte arslan olan Şah

Musa asasını ejderha kılan
Leşker-i Yezid'e korkular salan
Muhammet aşkına Zülfikar çalan
Kamu müminlere imam olan Şah

Pir Sultan Abdal'ım meydanda merdim
Elimde tesbihim evradım virdim
Her nereye baktımsa Ali'yi gördüm
Garip gönüllere mihman olan Şah
             

 Pir Sultan Abdal

Hakka âşık olanlar

Hakka âşık olanlar,
Zikrullahtan kaçar mı?
Ârif olan cevheri,
Boş yerlere saçar mı?

Gelsin mârifet olan,
Yoktur sözümde yalan,
Emmâreye kul olan,
Hayr ü şerri seçer mi?
 
Gerçek bu söz yârenler,
Gördüm demez görenler,
Kerâmete erenler,
Gizli sırrın açar mı?
 

Üftâde yanıp tüter,
Bülbüller gibi öter,
Dervişlere taş atan,
İman ile göçer mi?

Muhammed Üftade k.s.

GÖNÜL AYİNESİN SOFİ 

Bihamdillah direm Allah
Alıp aklımı fikrullah
Dilimde zâtın esmâsı
Bana üns oldu zikrullah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Bu tevhidden murâd ancak
Cemâl-i zâta ermektir
Görünen kendi zâtıdır
Değil sanma ki gayrullah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Ben ol pervâneyim geldim
Düşüp aşk oduna yandım
Yanuban küllü yandım
Beni yaktı aşkullah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Gönül âyinesin sûfî
Eğer kılar isen sâfî
Açılır sana bir kapı
Ayân olur Cemâlullah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Şems-i Tebrîz bunu bilir
Ehad kalmaz fenâ bulur
Bu âlem küllü mahvolur
Hemen bâkî kalır Allah
Salâtullah selâmullah
Aleyke yâ Resûlallah

Şems-i Tebrizi (k.s.)

 

BENİ CANDAN USANDIRDI

Beni candan usandırdı cefâdan yâr usanmaz mı
Felekler yandı âhımdan murâdım şem'i yanmaz mı

Kamu bîmârına cânân deva-yı derd eder ihsan
Niçün kılmaz bana derman beni de bîmar sanmaz mı

Şeb-i hicran yanar cânım döker kan çeşm-i giryânım
Uyarır halkı efgânım kara bahtım uyanmaz mı

Gûl-i ruhsârına karşu gözümden kanlu akar su
Habîbim fasl-ı güldür bu akan sular bulanmaz mı

Gâmım pinhan tutardım ben dedîler yâre kıl rûşen
Desem ol bî-vefâ bilmem inanır mı inanmaz mı

Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil
Bana ta'n eyleyen gâfil seni görse utanmaz mı

Fuzûlî rind-i şeydâdır hemîşe halka rüsvâdır
Sorun kim bu ne sevdâdır bu sevdâdan usanmaz mı


Fuzûlî

 

Günümüz Türkçesiyle:

1-sevgili Beni Candan Usandırdı,cefadan Usanmaz Mı?Âhımdan Gökler Yandı,dileğimin Mumu Yanmaz Mı?

2-sevgili,bütün Hastalarının Derdine İlaç Veriyor,bana Niçin İlaç Vermiyor?beni Hasta Sanmıyor Mu?

3-ayrılık Gecesinde Canım Yanar,ağlayan Gözüm Kanlı Yaş Döker,feryadım Halkı Uyandırır,kara Bahtım Uyanmaz Mı?

4-yanağının Gülüne Karşı Gözümden Kanlın Su Akar (yani:kan Ağlarım); Sevgilim!bu Gül Mevsimidir,akar Sular Bulanmaz Mı?

5-ben Gamımı Gizli Tutardım,”sevgiliye Aç” Dediler,desem O sevgili Acaba İnanır Mı?inanmaz Mı?

6-ben Sana Meyletmiş Değildim,aklımı Sen Yok Ettin;beni Kınayan Gafil Seni Görünce Utanmaz Mı?

7-fuzuli Çılgın Bir Rinttir,daima Halkın Diline Düşmüştür;sorun Ki Bu Nasıl Sevdadır?bu Sevda Dan Usanmaz Mı?

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Üyelik Girişi
Ziyaret Bilgileri
Aktif Ziyaretçi6
Bugün Toplam140
Toplam Ziyaret1337714
Hava Durumu
Saat
Takvim