Abdülkâdir Geylânî Hazretleri başından geçen bir hâli şöyle anlatmıştır:
“Birgün gözümün önünde bir nûr peydâ olmuş ve bütün ufku kaplamıştı. Bu nedir diye bakarken nûrdan bir ses geldi:
“– Ey Abdülkâdir, ben senin Rabbinim. Bugüne kadar yaptığın amel-i sâlihlerden öyle memnûnum ki, bundan sonra sana haramları helâl eyledim.” dedi.
Ancak hitap biter bitmez ben bu sesin sahibinin şeytan -aleyhi’l-la‘ne- olduğunu anladım ve:
“– Çekil git ey mel’un! Gösterdiğin nûr, benim için ebedî bir zulmetten başka bir şey değildir.” dedim.
Bunun üzerine şeytan:
“– Rabbinin sana ihsân ettiği hikmetle yine elimden kurtuldun! Hâlbuki ben yüzlerce kimseyi yoldan çıkarmıştım.” diyerek uzaklaştı.
Ellerimi ulu dergâha açtım; bunun, Rabbimin fazlı olduğu idrâki içinde Cenâb-ı Hakk’a şükürler eyledim.
Cemaatten bu hâli dinleyen birisi sordu:
“– Ey Abdülkâdir, onun şeytan olduğunu nereden anladın?”
Abdülkadir Geylânî -kuddise sirruh- cevap verdi:
“– Sana, haramları helâl kıldım, demesinden!…”