ŞEYTANIN HÜCUMUNA KARŞI
ŞEYTANIN HÜCUMUNA KARŞI
Şeytanların Hazreti Gavsu'l Azam'a hücum etmesi hakkındadır.
Şeyh Osman es-Seyrefani anlatıyor:
Abdulkadir’den şöyle dinledim; "Geceleri harabelerde kalırdım. Bağdat’a inmezdim. Toplu halde silahlı şeytanlar gelip, benimle çarpışarak bana ateş ederlerdi. Kalbimde son derece azim ve direnç hissederdim. İçten bir ses duyardım: “Ey Abdulkadir! Kalk onlarla savaş. Korkma biz seni kuvvetli kıldık. Yardımlarımızla muhakkak onlara galip geleceksin.” Bu sesi duyunca onlara hücum ederdim. Sağa sola dağılıp kaçarlardı. Geldikleri yerden gidip benden uzaklaşırlardı. Hele içlerinde koca bir şeytan vardı. Durmadan bana gelir; buradan git yoksa sana şöyle yaparım” diye tehdit savururdu. Ben de var gücümle ona bir tokat atardım. Benden uzaklaşır giderdi. Yürekten bir “La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim" deyince hemen baştan tırnağa yanardı, ben de onu seyrederdim...” Bir defasında bana çirkin görünüşlü ve son derece pis kokan bir şahıs gelerek;
-“Ben İblisim. Sana hizmet etmeye geldim. Beni ve avanemi çok yordun” dedi.
-“Sana itimadım yok. Hadi uzaklaş buradan dedim... Bunun üzerine elini kaldırıp bana vuracak oldu. Fakat ben ona fırsat bırakmadan başına bir darbe indirdiğim gibi yerin dibine gömdüm...”
İkinci defa yine geldi. Bu sefer elinde ateşten büyük bir kıvılcım vardı, durmadan onunla bana hücum ediyordu. Derken atlı bir adam, elinde kılıç bana yardıma gelmez mi! Hemen kılıcı aldım ve iblisi sırtüstü yuvarladım.
Üçüncü defa onu benden çok uzak yerde ağlar gördüm. Başının üstüne toprak saçıyor ve şöyle diyordu:
-“Senden ümidimi kestim. Galiba seni saptıramayacağım” dedi. Ben de;
-“Sus ey melun!” dedim.
-“İşte bu azap kamçılarından daha şiddetlidir bana” diye mukabele etti. Şeytanı başımdan savdıktan sonra, bana şöyle haller vaki oldu:
Bir seferinde bana dünya zevk ve ziynetleri göründü ve sordum:
“Bunlar nedir?”
-“Bunlar dünya zevk ve ziynetleridir. Senin gibisini avlamaya geldiler” diye cevap verildi. Bunun üzerine ben onlarla savaştım. Yüz vermedim. Benden yüz bulamayınca kaçıp gittiler. Sonra benimle alakalı birçok engel gördüm ve sordum:
“Bunlar nedir?
-“Bunlar senin yaratılışında bulunan bazı sebeplerdir.” diye cevap verildi. Bunun üzerine onların sırtını yere getirmek için tam bir yıl uğraştım, nihayet galip geldim, hepsini kendimden koparıp attım... Sonra kendi içimi seyrettim. Gördüm ki; kalbim bir çok şeyle ilgileniyor, hayaller kuruyor, kendini saraylarda sanıyor... Sordum;
-“Bunlar nedir?
-“Bunlar senin iraden ve ihtiyarın” dediler.. Bunun üzerine tam bir yıl çalıştım, nihayet kalbimi bu gibi şeylerden alıkoydum.