SENİN MÜRİDİNİ DÜNYA VE AHİRET ATEŞİYLE YAKMAYACAĞIM
SENİN MÜRİDİNİ DÜNYA VE AHİRET ATEŞİYLE YAKMAYACAĞIM
Sekizinci menkıbe, Hazreti Gavsu'l Azam’ın müridini dünya ve ahiret ateşinden kurtarması hakkındadır. Kadı İmadi ulvi b. Nizameddin şöyle anlatmıştır:
Burhaniyur beldesinde zengin, ateşe tapan ve komşum olan bir adam vardı. Hazreti Gavsu'l Azam'a olan inancı tamdı. Her sene çok çeşitli yemekler yapar, faziletli kişileri, ileri gelenleri ve fakirleri çağırıp yedirirdi. Mumlar yakıp oturma yerini türlü süslerle ve kokularla güzelleştirirdi. Ve bütün bunların hepsini Hazreti Gavs'a olan muhabbetinden yapıyordu. Hintli olan bu adam vefat edince yakmak için onu malum yerlerine aldılar. Çok odun toplayıp üzerine bol yağ döktüler, adamı odunların ortasına koyup tutuşturdular. Ne var ki Allah’u Teala'nın kudretiyle ateş ne adama ne de adamın vücudundaki bir kıla tesir etmedi. Hintliler bu duruma şahit olduklarında dedikodu etmeye başladılar ve (batıl inançlarına göre) kendilerini ateşten (ateşin onları cezalandırmasından) kurtarmak için onu nehre atmayı kararlaştırdılar.
Onu suya atmalarından sonra, evliyadan bir zat rüyasında Hazreti Gavsu'l Azam’ı görür. Gavsu'l Azam ona falanca Hintlinin manevi evlatlarından olduğunu, Ehlullahın yanında isminin Sadullah olduğunu haber verir ve; "Onu al, yıka ve cenaze namazını kılıp defnet. Muhakkak Allahu Teâlâ bana, 'senin müridini dünya ve ahiret ateşiyle yakmayacağım ve dünyada ömürlerini güzel bir sonla neticelendireceğim' der.” Daimi olan bu nimetten dolayı Allahü Teala’ya hamd olsun.